Kayıtlar

Mayıs, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Son Başşehir Gırnata'da Endülüs Medeniyetinden Kalan Eserler VI (Bâbü’r-Remle Meydanı ve el-Kayseriyye Çarşısı)

Resim
el-Kayseriyye (Alcaiceria) Çarşısı                Bugün olduğu gibi İslâmî dönemde de Gırnata’nın en büyük meydanıydı. Her çeşit merasim ve kutlama genellikle burada gerçekleştirilirdi. Meydana çıkan birçok caddenin bugünkü adı Endülüs dönemlerinden kalmadır. Şâriu’s-Sakkâtîn (Calle del Zacatin), Şâriu Ebû Abdullâh (Calle de Boabdil) ve Şâriu’l-Fünduk (Calle de Alhóndiga) gibi.           Meydanın batı tarafından karşısında yer alan ve medreseye bitişik gibi duran el-Kayseriyye (Alcaiceria), şehrin en seçkin çarşılarından birisidir. İktisadî faaliyetlerin de merkezini teşkil eden şehirde yan yana bir dizi mağaza ve çarşı bulunuyordu. Bunların en meşhuru, tekstil türlerinin, özellikle ipekli dokumaların ve lüks eşyanın pazarlandığı on kapılı bu çarşıydı. XIX. Yüzyıla kadar sağlam kalan bu yapı, 1843 yılında meydana gelen bir yangından büyük zarar görmüş ve ertesi yıl tamir edilmişse de yapılan değişiklikler sebebiyle küçülerek eski ihtişâmını kaybetmiştir. Bugün hizmete devam etmektedir.

Son Başşehir Gırnata'da Endülüs Medeniyetinden Kalan Eserler V ( Hayyü’l-Beyyâzîn )

Resim
               İslâmî döneme ait ayırt edici niteliklerini genel olarak muhâfaza ederek bugüne gelebilmiş nâdir mahallelerden (hayy) birisidir. Kelime anlamı “doğancılar”dır (البيازين ) ve Gırnata’dan başka diğer bazı Endülüs şehirlerinde de bu adla anılan mahalleler vardır. Gırnata’nın kuzeydoğusunda, el-Hamrâ Saray Külliyesi’nin yanındaki tepenin üzerinde kurulmuştur. Külliye ile aralarında Hadderu (El Darro) nehri bulunmaktadır. Nasrîler döneminde sarayda görev yapan ya da çalışanlardan çoğunun bu mahallede oturduğu hatta saraydan evlerine, saray ile mahalle arasına yapılmış olan teleferik benzeri bir düzenekle gidip geldikleri rivâyet edilmektedir. Burası Gırnata Emîrliği döneminde şehrin en büyük birkaç mahallesinden birisiydi. Şehrin Hıristiyan eline düşüşünden önce emîrlere veya vâlilere karşı, düşüşünden sonraki bir asırdan fazla süreçte ise Hıristiyan yönetime karşı gerçekleştirilen ayaklanmaların bir kısmı daha çok bu semtte olmuş veya başlamıştır. Endülüslülerin İspanya yöne

Son Başşehir Gırnata'da Endülüs Medeniyetinden Kalan Eserler IV ( Kasru Şennîl )

Resim
        Muvahhidler’in halîfesi Ebû Ya’kûb Yûsuf’un oğlu emîr es-Seyyid İshâk tarafından 615/1218 yılında yapılmış olan emîr köşkünün kalıntıları üzerine inşâ edilmiş bir köşktür. İlk yapıldığı yıllarda Kasru’s-Seyyid adıyla anılırdı. Nasrî emîrleri bu köşkü ziyafetler tertip etmek amacıyla kullanmışlardır.           İspanya’daki Müslüman hükümranlığının son yıllarında burası, son emîr Ebû Abdullah es-Sağîr’in (Boabdil) annesi Âişe’nin ikâmetine ayrılan bir saraydı. Asıl yapının tek kulesinin geniş-enli saçaklarında kabartma işlemeler olan ahşap aynalıklı harika bir tavanı vardır. Ayrıca bu binanın alanı içinde, Mağribî günlerinden kalma bir tarihe rastlayan bir de şadırvanı bulunmaktadır.        Yapı şehrin dışında, Şennîl Nehrinin (El Río Xenil, Genil, Singilis) sol yakasında kalmaktadır. İçinde Endülüs sanatından özellikle kemer unsurlarını barındırmaktadır. Kemerlerin üzerine “Ve Lâ Gâlibe illallâh” (Allah’tan başka gâlip olan yoktur) ibaresi nakşedilmiştir. Binanın içinde de çeşit

Son Başşehir Gırnata'da Endülüs Medeniyetinden Kalan Eserler III ( Yeni Han )

Resim
          Büyük kemerli eski bir Endülüs yapısıdır. Kemeri üzerine kûfî hatla İhlâs Sûresi, kemer yanlarına da “el-mülkü’d-dâim el-‘izzü’l-kâim” ibaresi birkaç kez nakşedilmiştir. Girişin yan kısımında ise, “yâ sikatî yâ emelî ente’r-racâü ente’l-Veliyyü feyâ li’n-Nebiyyi’l-mürsel, ihtem bi-hayri amelî” ibaresi yer yazılıdır. Kapıdan içeride kare şekilli geniş bir içavlu vardır.             Ticarî borsa, emanet deposu ve otel hizmetlerini birarada sunan bu han, Nasrîler’in son döneminde XIV. yüzyılda tüccarlar için inşâ edilmiştir. Yapıldığı zaman adına Yeni Han (el-Funduk el-Cedîd, Alhóndiga Guedida) denmiştir. Sonraları XVIII. yüzyıldan itibaren kömür deposu (Casa del Carbón) olarak kullanılmış ve zaman içinde bu adla anılır olmuştur. Uzun zaman özel şahıslara mülk olmuşken 1950’lerden itibaren el-Hamrâ’nın yönetimine dâhil edilmiştir ve halen faal durumdadır.

Son Başşehir Gırnata'da Endülüs Medeniyetinden Kalan Eserler II (Nasrî Yusûfiye Medresesi)

Resim
     Bugün yerinde Büyük Kilise ya da Katedral bulunan Gırnata Ulucâmii’nin hemen bitişiğindedir. Kayseriye denen kapalıçarşı da medresenin yanındadır. Bundan anlaşılıyor ki, burası Endülüs Gırnata’sının merkeziydi.          I. Yûsuf'un (733-754/1333-1354) 750/1349 yılında bu büyük medreseyi inşa ettirmesine kadar dinî ilimler câmilerde tedrîs olunuyordu. Bu medresede Gırnatalı âlimlerin yanında Mağribliler de öğretim faaliyetlerine katılmışlardır. Eski yapısından sadece mihraplı sağ kanat ayakta kalmıştır. Zaman içinde buradaki pekçok tezyînât ve hat levhalar çalınarak çeşitli müzelere götürülmüştür. Medresenin yapı kitâbesi Granada Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir. Kitâbedeki ifade şöyledir: “Emera bi-binâi hâzihî’d-Dâra li’l-‘ilm cealehâllâhu istikâmeten ve nûran ve edâmehâ fî ulûmi’d-Dîni alâ’l-eyyâm, Emîrulmüslimîn ezallehû’llâhu bi-avnih, el-aliyyü eş-şehîr el-kerîm es-saîd et-tâhir er-refî’ el-hümâm es-sultân el-müeyyed Ebu’l-Haccâc Yûsuf İbnü’l-Aliyyi el-kerîm el-kebîr

Son Başşehir Gırnata'da Endülüs Medeniyetinden Kalan Eserler I (el-Hamrâ Saray Külliyesi )

Resim
1. Genel Olarak el-Hamrâ Saray Külliyesi         Binbir gece masallarındaki efsanevî sarayları anımsatan, âdetâ yeryüzündeki cennet burası. Sierra Nevada dağlarına sırtını dayamış, yüksek kayalıkların tepesinde kollarını açmış bir kartal gibi uzanmakta. Ardındaki dağları aşan ihtişâmıyla eteklerine kurulu şehri izlemekte, kartalın avını gözetmesi gibi. Kasvetli duvarların ötesindeyse peri kızlarının yaşadığı bir masal diyarı var sanki.            Dünyanın dört bir yanından getirilen çiçeklerle süslü ve binbir çeşit meyve ağaçlarıyla dolu muazzam bir bahçe, içinde nilüferlerin ve çeşit çeşit balıkların yüzdüğü onlarca süs havuzu, her adımda başka bir çeşme, her duvarda ayrı bir işleme, her pencerede ayrı bir manzara, her adımda başka bir güzellik. Hiç kuşku yok el-Hamrâ dünyanın en romantik ve en büyülü yerlerinden biri. Ressam Henri Regnault (1843-1871), el-Hamrâ’ya gittiğinde onun karşısında donup kaldı ve “Bunu yapan sanatçının yanında biz barbar, vahşi canavarlarız” diyerek, sayısız

Bugün Kurtuba (Cordoba) Şehrindeki İslam Eserleri IV (Cordoba Sinagogu)

Resim
          1492 yılında   Yahudilerin sınır dışı edilmesinden  sonra,  sinagog yetkililer tarafından ele geçirildi ve kuduz  (hidrofobi), Santo Quiteria Hastanesi'nden  muzdarip insanlar için bir hastaneye dönüştürüldü  .  1588 yılında, bina bir topluluk merkezi ve küçük şapel olarak kullanılan ayakkabıcılar guild tarafından satın alındı ​​ve binanın  koruyucu azizini ayakkabıcıların koruyucu azizi olan Santos   Crispin-Crispian olarak değiştirildi.   1885'te Ulusal Anıt ilan edildi. O zamandan beri 1929'da Felix Hernandez'in de dahil olduğu restorasyonun çeşitli aşamalarından geçti. 1935'te İspanyol yetkililer Maimonides'in  sekiz yüzüncü yıldönümünü kutladı. 'sinagogunun Tiberias Meydanı'nda bulunduğu meydanın adını değiştirerek doğması, Tiberias'ta  gömülü olan büyük yerli filozofun onurlandırılması  .  Bu kutlamada sinagogda 443 yıl içinde açık bir şekilde ve yetkililerin tam bilgisi ile gerçekleşen ilk Yahudi dua servisi yapıldı.  Maimonides'

Bugün Kurtuba (Cordoba) Şehrindeki İslam Eserleri III (Calahorra Kulesi)

Resim
          Calahorra Kulesi Kurtuba’da İslam mimarisini temsil eden başyapıtlardan biridir. Roma Köprüsü’nün güney ucunda yer alan at nalı şeklindeki kule, Cordoba’nın en eski savunma amaçlı inşa edilmiş sitesidir. Kule, Endülüs Emevileri tarafından saldırılara karşı korunmak için inşa edilmiş. Orijinalde iki kule arasında kemerli bir geçitten oluşan Calahorra Kulesi’ne, Kastilya Kralı Henry tarafından 14. yüzyılda üçüncü bir kule eklenmiş. Bugün kule Hristiyan, Müslüman ve Yahudilerin bir arada barış içinde yaşadığı Cordoba tarihini sergileyen bir müze. Ayrıca müze, yüzyıllar önce Endülüs’ün ünlü kültür, bilim ve mühendislik başarılarını sergiliyor.

Bugün Kurtuba (Cordoba) Şehrindeki İslam Eserleri II (Medina Azahara)

Resim
Medinetü'l-Zehra Sarayı İspanya'nın Cordoba kenti yakınlarında yer alan Endülüs döneminde inşa edilmiş bir saraydır. 2018 yılında Dünya Mirası olarak listelenmiştir. III. Abdurrahman tarafından bir kır sarayı olarak inşa edilen Medinetü'l-Zehra Sarayı, surlarla çevrili bir tepede yer alıyordu. Sarayın kalıntıları yıllarca süren kazılar sonucu ortaya çıkarılmıştır. 935 yılında yapımına başlanan saray II. Hakem döneminde tamamlanmıştır. Etrafı surlara çevrili olduğu ve devasa büyüklüğü nedeniyle "şehir-saray" olarak nitelendirilir. Saray hükümdarın gözde hanımı Zehrâ'dan alır. Sarayın yeri, Kurtuba'nın (Cordoba) kuzeybatısı tarafındaki Vadi'ül-Kebir (Guadalquivir) nehrine bakmaktadır. Kulelerle takviye edilmiş surlarla çevrilidir. Üç teraslı bir şemaya göre düzenlenen kompleksin en üstünde halifenin sarayı, aşağılarda ise devlet daireleri ve köşkler yer alır. Daha çok mermer ve alçı kullanılmış, mozaiklere de geniş yer verilmiştir. Saray 1013 yılında çık

Bugün Kurtuba (Cordoba) Şehrindeki İslam Eserleri I (La Mezquita Cami)

Resim
     Kurtuba Merkez Cami-i Şerif'i   (İspanyolcada   Arapça مسجد "Mescit " kelimesinden türemiş   Mezquita   adıyla bilinir)  İspanya 'nın  Cordoba   şehrinde sonradan kiliseye çevrilmiş olan camidir.  Endülüs Emevilerinin   başkenti Kurtuba'da 600 cami vardır. Bu camilerin en anıtsal ve ihtişamlısı Kurtuba Camii'dir. Vadil-Kebir nehri kenarındaki caminin temelini 786'da I. Abdurrahman atmıştır. 1984 yılında   Kurtuba Camii  UNESCO   tarafından  Dünya Mirası   olarak ilan edildi. On yıl sonra Dünya Mirası Alanı, eski şehrin çoğunu içerecek şekilde genişletildi.   Tarihi merkez, Roma, Arap ve Hıristiyan zamanlarının büyük izlerini muhafaza eden zengin anıtlara sahiptir.          Caminin kare minaresinin kenarları 8,48 m'dir. Kubbe sisteminde üst üste binen kemerlerde kırmızı beyaz mermer kullanılmıştır. Cami içinde 1293 sütun vardır. Bu ulu cami bugün Cordoba Katedrali'dir.           Oymalı mermer mihrabı bütün camiler içinde en güzel mihraplardandı

Başşehir Kurtuba Özelinde Endülüs Medeniyeti

Resim
1.1 Kısaca Endülüs Tarihi Endülüs , 711-1492 yılları arasında İber Yarımadası 'nda Arapların  etkisi altında bulunan bölgelere verilen isimdir. Endülüs kelimesinin Vandallardan  geldiğine inanırlar.   Ancak tarihî dayanağı yoktur. Müslümanların İber Yarımadası 'ndaki varlığı en son Moriskoların  1609 yılında İspanya 'dan sınır dışı edilmesiyle son bulmuştur. Valiler Dönemi (714-756)      Başkenti Şam'da bulunan Emevi Devleti daha İslâmiyetin ilk yüzyılı olan 7. yüzyılda Kuzey Afrika'nın tümünü eline geçirmişti. 8. yüzyılın başında Emevî Devleti'nin Kuzey Afrika'daki valisi olan Musa Bin   Nusayr, Emevî Halifesi Velid Bin   Abdülmelik'in desteğiyle bir Berberî kumandan olan Tarık bin   Ziyad'ı Cebelitarık Boğazı'nı geçerek İber Yarımadası'na gönderdi. O zamanlar İber Yarımadası Germen asıllı bir ulus olan Vizigotların elindeydi ve başkentleri Toledo kentinde bulunuyordu. Tarık bin Ziyad'ın savaşta ricat olmaması için geri dönüş olasılığını